Bermuda Şeytan Üçgeni’nin Sırrı Nedir ?

Kaybolan uçaklar, gemiler ve insanlar. Bermuda Şeytan Üçgeni diyince insanların bazılarının aklına gizem, bazıların ise komplo teorileri, uzaylılar gelmektedir. Esrarengiz olayların yaşandığı Bermuda Şeytan Üçgeni’nin sırrı nedir ve Bermuda Şeytan Üçgeni’nin de Yaşanan Olaylar Nelerdir?

Bermuda Şeytan Üçgeni’nin sırrını çözmek için uğraşan bilim adamları Bermuda Şeytan Üçgeni’nin sırrı ile ilgili bilimsel açıklamalar da bulunmuşlardır. Bermuda Şeytan Üçgeni’nin Sırrı Çözüldü başlıklı yazımızda bununla ilgili geniş yer verdik. Bu sayfamızda Bermuda Şeytan Üçgeni’ni sır haline getiren birçok gizemli olaylara değineceğiz.

Bermuda Şeytan Üçgeni’nin Sırrı Nedir?
Şüphesiz dünya çapında en çok gizemli olayların yaşandığı yerdir Bermuda Şeytan Üçgeni. Atlantik Okyanusu’nda bir üçgen şeklinde olan bu alan birçok geminin ve uçağın kaybolduğu bir bölgedir. Bermuda Şeytan Üçgeni’nde tahmini olarak 1000 civarında uçak, gemi ve insan kaybolmuştur.

Bermuda Şeytan Üçgeni’nde birçok esrarengiz olay olmuştur. Bu olayların en önemlileri ise şunlardır;

Bermuda Şeytan Üçgeni Uçuş 19 – Flight 19
Bermuda Şeytan Üçgeni üzerine dikkatleri çeken olay ise, 1945 yılında yaşanmıştır. 5 Aralık 1945 tarihinde Amerika’ya ait 5 Avenger uçağı Fort Lauderdale üssünden havalanarak günlük görev uçuşlarından birini yapmaktaydı. Florida’dan havalanan 5 adet savaş uçağı telsizde ’’ Kontrol kulesi, bu bir acil durumdur. Acil durumdayız, kaybolduk. Nerede olduğumuzu bilmiyoruz sanırız kaybolduk’’ demişlerdir.  5 adet savaş uçağına hemen Florida Hava Üssü’nden yardım ekibi gönderilmiştir. Fakat gönderilen yardım ekibi 5 adet uçağı bulamamıştır. Uçakları aramaya giden yardım ekibinden bir uçakta kaybolunca gizem iyice artmıştır. Kaybolan uçağın içinde 13 asker personel vardır. Dünya bu olayı duyunca bütün gözler Bermuda Şeytan Üçgeni’ne çevrilmiştir. Bu olaydan sonra Bermuda Şeytan Üçgeni’nde kaybolan birçok uçak, gemi ve insan olmuştur.

Bermuda Şeytan Üçgeni Bermuda Şeytan Üçgeni Ellen Austin Gemisi
1881 yılında Ellen Austin gemisinin New York’a olan yolculuğu esnasında mürettebatsız olarak başıboş bir gemi bulunur. Mürettebattan 4 adam terk edilmiş gemiye geçerek terk edilmiş gemiyi beraberlerinde götürmek üzere Ellen Austin gemisine bağlarlar. İki gemi birbirlerine bağlı halde yolculuklarına devam ede. Fakat kısa süre sonra gizemli gemi, Ellen Austin’den koparak kaybolur. Kaybolan gemi çok geçmeden bulunur. Fakat kaybolan gemi bulunduğunda mürettebattan geçmiş olan geminin içindeki 4 adamın da kaybolduğu görülür.

Bermuda Şeytan Üçgeni USS Cyclops Kazası
Amerikan donanmasının tarihinde, tek seferde en çok can kaybı USS Cyclops Kazası’nda yaşanmıştır. USS Cyclops Kazası olarak adlandırılan bu olayda 309 kişilik mürettebata sahip gemi 1918 yılında arkasında hiçbir iz bırakmadan kaybolur.

Bermuda Şeytan Üçgeni Carroll A. Deering Gemisi
Carroll A. Deering gemisi 1911 yılında yapılmış 5 direği bulunan yelkenli bir gemidir. 2 Kasım 1920 tarihinde Brezilya’nın Rio kentine doğru yola çıkan bu kargo gemisi, Barbados Adası’nda mola vermiştir. Burda aşırı alkol alıp şarhoş olan ikinci kaptan McLennan, tayfalardan birine kaptan Wormell hakkındaki şikâyetlerini anlatmıştır. Wormell’in tayfaları kontrol etmekteki başarısızlığını ve kendisi olmadan gemiyi idare edemediğini anlatmıştır. Bu sözleri duyan Wormell, McLennan’ı gemiden atıp Rio’ya doğru yoluna devam etmiş ve bir daha da o gemiden haber alınamamıştır. 31 Ocak 1921′de Cape Hatteras açıklarında tüm mürettebatı kayıp şekilde bulunan gemide, ne bir tayfa, ne bir ekipman ne de botlar bulunabilmiştir. Tamamen terk edilmiş olan Carroll A. Deering gemisinin mürettebatını Bermuda şeytan üçgeninden geçerken kaybettiği sanılmaktadır. Yapılan resmi araştırmalar 1922 yılına kadar sürmüş ve sonuca bağlanamadan bitmiştir.

Bermuda Şeytan Üçgeni BSAA Star Tiger ve BSAA Star Ariel’in Kayboluşu
İngiliz ve Güney Afrika Havayolları’na ait iki yolcu uçağı neredeyse bir yıl ara ile 30 Ocak 1948 ve 17 Ocak 1949 yıllarında Bermuda Şeytan Üçgeni semalarında kaybolmuşlardır. Uçaklardan biriyle iletişim henüz Bermuda Şeytan Üçgeni’ne girmeden kaybedilmiştir.

Ayrıca Kristof Kolomb’un günlüklerinde de, Piri Reis Kitab-ı Bahriye kitabında da Bermuda Şeytan Üçgeni’nden bahsedildiği söylenmektedir.

Bermuda Şeytan Üçgeni Kristof Kolomb’un Günlükleri
Kristof Kolomb, 1492 yılında mürettebatı ile birlikte Amerika’nın keşfine doğru giderken farkında olmadan Bermuda Şeytan Üçgeni’nden de geçmiştir. Bermuda Şeytan Üçgeni’nden geçen Kristof Kolomb esrarengiz olaylar ile karşılaşmış ve bu olayları günlüklerine yazmıştır. Kristof Kolomb günlüğünde şunları yazmıştır: ‘’ Gökyüzünde garip garip ışıklar görüyorduk ve okyanusa yukarıdan ateş topları düşüyordu. Ne olduğunu anlayamadığım uçan nesneler ve sis garip bir vızıltı ile etrafımızda dolaşıyordu. Pusulam bozulmuştu ve kuzeyi altı derecelik bir hata ile gösteriyordu. Zaten dünyanın kenarından düşmeyeceğimize zar zor inandırdığım tayfamın bu olanları görmesi beni iyice tedirgin ediyordu.’’

Bermuda Şeytan Üçgeni Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye Kitabı
Osmanlı denizcisi Piri Reis, 1528 yılında o bölgeye gitmiştir. Piri Reis ünlü kitabı Kitab-ul Bahriye’de bu bölgeden bahsetmiş olan Piri Reis’tir. Bir Türk denizci olan Piri Reis Amerika Kıtası ile ilgili çizdiği haritalarda tam Bermuda Şeytan Üçgeni’nin olduğu yere bir rüzgârgülü koymuştur. Piri Reis haritalarında rüzgârgüllerini genellikle büyük enerjilere sahip yerlere koyardı ve Bermuda da bunlardan biriydi. Bazıları Piri Reis Haritası’ndaki The Island of Hispaniola’nın aslında Atlantis olduğunu düşünmektedir.

Bermuda Şeytan Üçgeni Kurtulan Pilotun Açıklamaları
Bermuda Şeytan Üçgeni’ne girip başından birçok gizemli ve garip olaylar geçtikten sonra hayatta kalan çok nadir insan vardır. Bu insanlardan bir tanesi de 1970 yılında Porto Rico’dan Miami’ye uçan Amerikalı bir pilottur. Pilot başından geçenleri şu ifadelerle anlatmaktadır: ‘’Porto Rico’dan Miami’ye doğru havalandım fakat yolculuğumun otuzuncu dakikasında çok garip olaylar yaşamaya başladım. Önce bütün elektronik cihazlarım arızalandı ve pusulam bozuldu. Hemen durumu kuleye bildirdim ancak etrafımda gördüğüm manzara beni şok etti. Uçağımın etrafını beyaz bir sis bulutu sarıyordu ve adeta etrafımda bir tünel oluşturuyordu tünelin sonunda mavi gökyüzünü görebiliyordum. Bu buluttan kurtulmak için hemen uçağı o tarafa doğru yönlendirdim ancak içinde bulunduğum buluttan tünelde önce beyaz düz çizgiler gördüm ve sonra bu çizgiler saat yönünde kıvrılmaya başladıkça. Çizgiler kıvrıldıkça tünel daralıyor ve adeta gittikçe birbirine yaklaşan duvarlar gibi uçağımı sıkıştırmaya başlıyordu. Son anda bulut kapanmadan o tünelden çıktım ve kulenin sesini duydum. Elektronik cihazlarım ve pusulam düzelmişti. Kuleye nerede olduğumu sordum ve onlar da bana üç dakikadır benden sinyal alamadıklarını ancak şimdi sinyal alabildiklerini ve Miami üzerinde olduğumu söylediler. Ben onlara bir hata yaptıklarını, henüz otuz üç dakikadır yolda olduğumu ve Miami’ye ulaşmak için otuz dakikam olduğunu söyledim ancak kafamı aşağıya çevirdiğimde şok olmuştum. Miami üstünde uçuyordum.’’