Hz. Mevlana’nın En Güzel Özlü, Anlamlı, Resimli, Şiirleri, Aşk Sözlerini, Hz. Mevlana’nın Öğütlerini, Hz. Mevlana En Güzel Resimli Aşk Sevgi Sözleri, Rumi Aşk Özlü Anlamlı Sözlerini Bu Yazımızda Bulabilirsiniz.
Tam adı Mevlana Celaleddin-i Rumi olan düşünce ve mutasavvıf adamı Hz. Mevlana’nın en güzel özlü güzel sözleri:
Hırsı bırak, kendini boş yere harcama, şu toprak altında, çırak da bir ustada.
Anlayış, edep şehirlilerdedir. Ziyafet, garip konaklamak da köylülerde.
Aslında farkındayım, hayatımdaki sahte varlıkların. İstesem bir anda temizlemesini de bilirim. Ama bunca sahteliğin benim samimiyetime ihtiyacı var.
Aslında tespih, seccade, tövbe, sofuluk, günahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır. Hak yolcusu aldandı da bunları varacağı konak sandı.
Bakmakla görmek, âşık olmakla sevmek arasındaki fark? Diye sormuşlar Mevlana’ya. Cevaplamış; Senin baktığına herkes bakıyor; ama ya görebildiğini herkes görebiliyor mu? Herkes âşık olabiliyor; ama herkes senin gibi sevebiliyor mu? Aralarındaki tek fark sensin. Seni özel kılan görebildiğini ve sevebildiğini bilmektir.
Aynalar türlü türlüdür. Yüzünü görmek isteyen cam’a bakar, özünü görmek isteyen can’a bakar.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
Bal yiyen arısından gocunmaz. Gül Koklayan Dikeninden Çekinmez.
Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.
Sen böyle güzelken bana söz düşmez. Bakma böyle yazılar yazdığıma, ben aslında Oku! Emrine amade seni okuyorum sevgili.
Sevgide güneş gibi ol. Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol. Hataları örtmede gece gibi ol. Tevazuda toprak gibi ol. Öfkede ölü gibi ol. Her ne olursan ol. Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.
İyilik aradın mı, insanda kötülük kalmaz.
Üzülme der Mevlana ve devam eder; Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun. Tek kanatla uçulmaz zaten. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, Kilimin tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin? Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır.
Bakın! Toplumsal bunalımların, kavga ve dövüş ortamının tek ve en güçlü doğuş sebebi sevgi eksikliğidir. Bunun en doğru tedavi yolu ise sevgiyi aramak, yaşamak, uygulamaktır. Hoşgörülü olursanız seversiniz. Sevilirsiniz. Karar verirseniz ve de bu yolda çalışırsanız her şeye ulaşırsınız
Acı su da, tatlı su da berraktır. Sakın görünüşe aldanma… Görünüşte herkes insandır ama gerçek insan hal ehli olandır.
Ne insanlar gördüm üzerlerinde elbise yok, ne elbiseler gördüm içlerinde insan yok.
Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Dikeni sulamak. Adalet bir nimeti yerine koymaktır.; her su çeken tohumu sulamak değildir. Zulüm nedir? Bir şeyi yerinde kullanmamak, yeri olmayan yerde kullanmaktır.
Akıl bütün gidilecek yolları bilse bile, gene aşk yolunu bilemez, şaşırır kalır.
Söz, dinleyene göre söylenir; terzi elbiseyi adamın boyuna göre diker.
Akıllı birisinden gelen cefa, bilgisizlerin vefasından iyidir.
Sözün eğri olsa da, anlamı doğru bulunsa, sözdeki o eğrilik, Tanrı’ya makbuldür.
Su nasıl yıldızı, ayı aksettirir, gösterirse bedenler de canı, aklı bildirir, gösterir.
Sual de bilgiden doğar, cevap da.
Uzaklık deyip dert ettiğin nedir ki sevgili? Biz Yaradan’ı görmeden sevmedik mi?
Uzakta olsan da yanımda olmalısın daima; Unutma gerçek aşk sevdiğini anınca yanmak. Yandıkça sevdireni anmaktır.
Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar.
Akıllılar önceden ağlarlar; bilgisizlerse işin sonunda başlarını vururlar. İşin başında sonunu gör de ceza gününde pişman olma.
Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir.
Biri buğday elde etmek için ekin ekerse sonunda saman da elde eder. Fakat saman ekersen buğday elde edemezsin ki!
Aklım her gün tövbe eder. Nefsim her an tövbemi bozar. Arada kalmış bîçareyim. İyi ki Senin kapın var.
Aklın güzelliği dil ile dilin güzelliği söz ile kişinin güzelliği yüz ile yüzün güzelliği göz ile belli olur.
Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap.
Aklın yoksa yandın, ya kalbin yoksa o zaman sen zaten yoksun ki.
Aklını Başına Al Da, Fanî Olan Bu Dünya Zindanında Kimseden Vefa Arama! Bu Dünyanın Vefası Bile Vefasızdır.
Gül solup, gül bahçesi harap olduktan sonra gülün kokusunu nereden duyabiliriz? Gülsuyundan!
Allah mermere emir vermez.
Bir şeyden kaçacaksan yılandan, akrepten, aslandan, kaplandan kaçma da, bedenden kaynağını alan nefsanî isteklerden, heveslerden kaç! Çünkü başımıza gelen bütün belalar, çektiğimiz bütün zahmetler, meşakkatler boş ve olmayacak heveslerden meydana gelir.
Gülene neden gülüyorsun diye sorulmaz, ama ağlayana neden ağladığı sorulur. Sende dualarında ağla ki, Rabbin sebebini sorsun.
Allah mumunu üflemeye kalkan bilsin ki, o nur sönmez sadece üfleyen, kendi ağzını yakar.
Allah’ım sen kimi dertle hasta etmek dilersen ona ağlayış kapısını kapatırsın. Kimi de beladan kurtarmak dilersen gönlüne sızlanma ve ağlayış verirsin.
Herkesin günahını kapatamayacağına göre! Kendi göz kapağını kapat.
Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme! Çünkü orası gidişatın değişeceği yerdir.
Her şeyi, aramadıkça bulamazsın; fakat bu dost başka; bunu bulmadan arayamazsın.
Allah’tan gelene razı olursak Allah’ta bizden razı olur.
Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.
Ana karnındaki çocuğa doğmak, dünyadan göçmektir.
Anlamak bilmek; bilmek affetmektir.
Balığa, denizden başkası azaptır.
Hırs insanı kör ve ahmak eder. Bilgisiz hale sokar da ölümü kolaylaştırır.
Asalet; boyda değil. Soyda incelik; belde değil. Dilde doğruluk; sözde değil. Özde güzellik; yüzde değil. Yürekte olur.
Aslanlar gibi avını kendin avla. Yabancının yaltaklanmasını da terk et, akrabanın yaltaklanmasını da!
Aşağılık kişilerin hürmetini, hatır saymasını, o halden bil. Kimsesizlik, adam olmayan kişilerin işvesinden iyidir.
Aşığa bir anlık ayrılık, bir yıl gibi gelir. Bir yıllık vuslat bile onca bir hayalden ibarettir. Aşk susuzdur, susuzu arar. Bunlar geceyle gündüz gibi birbirinin ardına düşmüşlerdir. Gündüz geceye aşıktır, onsuz olamaz. Fakat bakarsan görürsün ki gece, ona, ondan ziyade âşıktır.
Âşık, sevgilisinden başkasını seyre dalarsa aşk değildir bu, boş bir sevdadır.
Sen, kendi şehvetine ve arzularına aşk adını takmışsın; Hâlbuki şehvetten kurtulup aşka ulaşabilmek için yol çok uzundur.
Âşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme.
Aşk abdest gibidir. Şüpheye düşersen bozulur.
Aşk acısı taşımayan yürek; ya deliye aittir, ya ölüye.
Sen, yerdeki yeşillik gibisin, ayağın bağlı. Bir yel esti mi, tam inanca ulaşmadan başını sallarsın.
Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.
Aşka yanmalı can dediğin ya canan olmalı; ya da canını almalı yar diyemezsin ki herkese; içindeki yaran olmalı. Herkesin de bir yüreği vardır amma yürek dediğin bir başka yanmalı.
Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim. Her türlü amelde çok ahesteyim. Kabrim beni bekliyorken dünyalık hevesteyim, uyandır artık Ya Rab! Belki son nefesteyim.
Oruç kuyusunda sabret ki; Yusuf gibi aşk Mısır’ında aziz olasın.
Ayrılık içinde insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman yıl gibi gelir.
Bağış, kine merhemdir.
Başarı bir seyahattir, hedef değil. Mutluluk, gidilen yolun üzerindedir, yolun sonunda değil. Yolun sonunda olsa, ona varıldığında yol bitmiş ve vakit de geçmiş olurdu. Mutlu olmanın zamanı ise bugündür, yarın değil.
Başkalarına imrenme, çok kimseler var ki senin hayatına imreniyorlar.
Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstüne yağar. Ama unutma ki, rengârenk gökkuşağı yağmurdan sonra çıkar.
Bazı âlimlerin Allah’ı ispat etmeye çalışmalarına şaşıyorum. Allah’ın varlığı sabittir, sen kulluğunu ispat etmeye çalış!
Her olayı hayır bil, her geceyi Kadir bil, her geleni Hızır bil.
Bazı insanlar vardır ki selam verirler ve selamlarından is kokusu gelir. Bazıları da vardır ki selam verirler ve onların selamından misk kokusu gelir.
Her rüzgârla otlar gibi sallanırsan, dağlar kadar olsan da bir ota değmezsin.
Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler. Her testide ne var? Sen ona bak.
Aldırma söylenenlere: Varsın, görenler seni bir ot sansın. Sen gül ol da, uğruna ötmeyen bülbül utansın.
Alışverişe girişirsen kâr edemezsin, çünkü o müflistir, ondan nasıl olur da bir şey elde edebilirsin? diye anlatmıştır.
Yaya düzgün ok lazımdır. Yay ne kadar güçlü çekilirse çekilsin düz olmayan ok uzağa gidemez. O halde ey Hak yolunun yolcusu! Sen de niyetinle amelinle bu yolda ok gibi dümdüz ol! Ta ki üstadın bir yay gibi seni ötelerin ötesine ulaştırsın.
Allah için ateşe atılmak vardır. Lakin ateşe atılmadan önce kendinde İbrahimlik olup olmadığını araştır. Çünkü ateş, seni değil, İbrahimleri tanır ve yakmaz.
Bak bil ki domuzların önüne inciler serilmez Mücevherden sarraflar anlar ancak,başkası bilmez Ne fark eder ki kör insan için elmas da bir camda Sana bakan bir kör ise,sakın kendini camdan sanma.
Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler şifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir.
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.
Allah merhalesinde akıl beygirine yol yoktur.
Ben hem hamım, hem kavrulmuş kebap olmuşum. Hem gülmedeyim, hem ağlıyorum. Âlemi de hayretlere salmışım, kendim de hayretteyim. Vuslat içinde ayrılığa düşmüşüm ben.
Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak. Diyor ve ekliyor.
Bırakacağın eli hiç tutma. Tutacağın eli ise hiç bırakma. Sahte sevgilere gül olmaktansa, gerçek sevgilere diken ol!
Bil ki. Domuzların önüne elmaslar serilmez, mücevherden ancak sarraflar anlar başkası bilmez, ne fark eder ki kör insan için elmas da bir cam da, sana bakan kör ise kendini camdan sanma.
Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
Bilginin, iki kanadı vardır, şüphenin tek.
Dertli insan içi duman dolu bir odaya benzer. Onu dinlemek, o odaya bir pencere açmak gibidir.
Dışarıdan ışık kaynağı olmazsa, gözler renkleri fark etmez.
Dıştaki ateş suyla söner. Şehvet ateşi, parladıkça parlar; adamın yüzünün suyunu yerlere döker.
Bilgiye ulaştı mı ayak, kanat olur.
Bilmek başka, bulmak başka, olmak daha başka.
Bin sene de okusam, Ne biliyorsun diye sorsalar bana haddimi bilirim derim.
Bir adamın birçok hüner, fen, bilgi sahibi olduğuna bakma! Verdiği sözde duruyor mu? Vefası var mı? Asıl ona bak! Hakla ettiği sözleşmeyi yerine getiriyorsa, insanlara verdiği sözde duruyorsa, vefalıysa onu istediğin kadar öv! Onun iyi vasıflarını bir bir say! O, senin övgünden, saydığın meziyetlerden daha üstün bir kişidir.
Bir gönül yapmak gelmiyorsa elinden, bari bir gönül yıkılmasın dilinden.
Bir gün kızsan bana, alsan başını yüz bin yıllık yere gitsen dönüp kavuşacağın yer benim, demedim mi.
Bir insan bilmiyorsa ne istediğini, hem seni ziyan eder hem kendini. Dibini görmediğin suya dalmadığın gibi, emin olmadığın sevgiye de teslim etme kendini.
Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, Neye güldüğünden akıl seviyesini anlarsın.
Bir katre olma, kendini deniz haline getir Mademki denizi özlüyorsun, katreliği yok et gitsin.
Bir kimsede kibir varsa, söz söylediği zaman soğan gibi kokar.
Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.
Bir kişi Allah’tan başka kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa; Allah da onu başkasına muhtaç etmez.
Bir kuyudan her gün toprak çeker, her gün orayı kazar, eşersen, sonunda arı duru suya ulaşırsın.
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez.
Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.
Secde ve rükû, varlık tokmağını, Allah kapısına vurmaktır. Çok vur, mutlaka açılır kapı.
Sel akmağa başlar başlamaz önünü kes, yolunu bağla. Yoksa âlemi perişan ve harap eder, her tarafı yıkar.
Selim akıl, bir başka selim akılla, yani vahiyle terbiye edilmiş akılla birleşince güçlenir, nuru çoğalır, yolunu iyi görür.
Bitkinin güzelliği, tohumun iyiliğinden. İnsanın güzelliği ise kalbinden gelir.
Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil.
Çaresizlik Allah’tan gelen en güzel işarettir. Dua’nın vaktinin geldiğini gösterir. Süzülüyorsa gözünden yaşlar, hüzünlüyse güzel yüzün. RABBİN seni özlemiş, sesini duymak istemiş demektir.
Bizi bilen bilir, bilmeyende kendisi gibi bilir!
Bizi bizden başkası zaten ayıramazdı, bize bunu bizden başkası yapamazdı. Ah be sevgili hamdım belki, ama piştim, yandım, zaten beni senden başkası yakamazdı.
Bizim canımıza gelsin senin bedenine gelen ağrı.
Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir. Nakil, nakdin fer’idir.
Boş ver be kalbim. Kimse anlamasa da bilmese de yorgunluğunu. Yaradan bilir doğruluğunu.
Bozuk olunca maya; ne ar tanır ne de hayâ.
Böyle bir adamın içine girip, böyle bir adamın suretine bürünüp seni aldatamazsa hayaline girer de seni o hayaller kötülüğe sevk eder.
Bu cihan, cihetsiz lâmekân âleminden meydana gelmiş, bu cihana lâmekân âleminden bir mekân verilmiştir.
Bu dünya bir ağaca benzer, biz de bu ağaçta, yarı ham, yarı olmuş meyveler gibiyiz.
Bu dünya bir tuzaktır, tanesi de arzular.
Ben, İnsanlara faydam dokunsun diye bu dünya zindanında kalmışım. Yoksa hapishane nerede, ben nerede? Kimin malını çalmışım?
Bencillik, gözüne takılmış ayna gibidir. O gözler nereye bakarsa baksın kendinden başka birini görmez.
Beni bir ben bilirim, bir de Yaradan. Bana bir ben lazımım, bir de Anlayan.
Buğdayı olmaksızın değirmene gidenin ancak saçı sakalı ağarır, başka bir şey elde edemez.
Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?
Bu dünya, yaptıklarımızın yankılanıp tekrar bize döneceği bir dağdır.
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörülülükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Burnuna sarımsak tıkamışsın, gül kokusu arıyorsun.
Büyük Allah’tan bizler niye terbiye isteriz? Çünkü terbiyesizler, Allah’ın lütfünden mahrumdurlar. Terbiyesiz, yalnız kendine kötülük etmez, bütün utanç ve erdem ufuklarını ateşler.
Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene; Çünkü cahil ne gelirse söyler diline.
Başkasından üstün olmamız önemli değildir. Asıl önemli olan şey, dünkü halimizden üstün olmamızdır.
Başta dönüp koşan nice bilgiler, nice hünerler vardır ki, insan onunla baş olmak isterse, baş elden gider. Başının gitmesini istemiyorsan ayak ol.
Can, aşktan binlerce edep öğrenmede, öylesine edepler ki mekteplerde okunup öğrenilmesine imkân yok.
Candan ümidi kesebilirsiniz; ama CAN dostlarıyla irtibatı kesmek güçtür.
Canım tenimde oldukça Kuran’ın kölesiyim. Ben Hakk’ın seçkin peygamberi Muhammed’in yolunun toprağıyım. Her kim bundan başka benden bir söz naklederse, ona çok üzülür ve o sözden de çok üzüntü duyarım.
Cebi zengin fakat ruhu fakir olan insanın hali çok rezil! Çünkü o; her şeyin fiyatını bilir, değerini değil.
Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkıyanın eline kılıç vermektir.
Beri gel, beri! Daha da beri! Niceye şu yol vuruculuk? Mademki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik?
Kaynak: Hz. Mevlana Sözleri http://www.kitapsozler.com/hz-mevlana-sozleri/
güzel bir derleme olmuş.